Ahilik nedir?

Ahilik 12. ve 13. yüzyıllarda Anadolu halkının zanaat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek dallarında yetişmelerini sağlayan bir sivil örgütlenme modelidir.

Ahilik teşkilatına bağlı esnaf ve zanaatkarların toplum içindeki davranışlarını ahlaki ve kültürel yönden denetleyen, erdemli insan meziyetlerini esas alarak çalışma hayatına iyi ahlakın, doğruluğun, yardımseverliğin, kardeşçe yaşamanın güzelliğini ve gücünü katan örnek bir sosyo-ekonomik teşkilatlanmadır.

Kurucusu Azerbeycan’ın Hoy kasabasında doğan Şeyh Nasırettin Mahmut el Hoyi’dir. Bağdat’ da büyük üstatlardan feyz alan Şeyh Nasırettin Mahmut el Hoyi (Ehi Evran) Arapların kurduğu Fütüvvet Teşkilatından etkilenmiş ve 1205 yılında Kayseri’ye gelerek Türk toplumunun adet ve geleneklerinin temelleri üzerine Ahilik teşkilatını oluşturmuştur.

Ahili teşkilatı Anadolu’ nun Türk yurdu olmasını sağlayan önemli etkenlerden biridir.

Bir kişinin Ahi olabilmesi ve peştamal kuşanabilmesi için başka bir Ahi tarafından önerilmesi gerekir. Ahi sistemine katılabilmek için kişinin yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması istenir.

Ahi olabilmek için kişinin kapatması ve açması istenilen kapılar şunlardır:
1. Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak
2. Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak
3. Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak
4. Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak
5. Halktan yana kapısını bağlamak, Hak'tan yana kapısını açmak
6. Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak
7. Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, marifet kapısını açmak

Teşkilata inançsızlar, çevrede iyi tanınmayanlar, zina edenler, katiller, hayvan öldürenler, hırsızlar, cerrahlar, vergi memurları, vurguncular ve teşkilata kötü söz getirebileceği düşünülenler alınmazlarmış.

Ahilikte sanatkârlar gündüzleri işyerlerinde belli bir hiyerarşi içinde mesleğin inceliklerini öğrenirler, akşamları toplandıkları ahi konuk ve toplantı salonlarında aynı hiyerarşi içinde ahlakî ve felsefî eğitim görürlermiş.

Toplantılarda altı öğüt üzerine telkinler ve sohbetler yapılarak erdemli toplum yaratılmaya çalışılmıştır.
1. Elini açık tut
2. Sofranı açık tut
3. Kapını açık tut
3. Dilini bağlı tut
4. Gözünü bağlı tut
5. Belini bağlı tut


Ahilik teşkilatı içinde belli mertebeye (şeyhlik) gelenlerde sahip olması istenilen özellikler de şunlardır:
1. Allah'a inanmak
2. Hak için hakkı söylemek ve hakkı söylemekten korkmamak
3. Halk içinde ölçülü, duyarlı olmak
4. Kötü söz ve hareketlerden sakınmak
5. Benliğini öldürmek, bencillik etmemek
6. Bilginlere karşı alçakgönüllü olmak
7. Bilgisizliğin karşısında susmak
8. İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak
9. Gözü, gönlü ve kalbi tok olmak
10.Ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve bağışlamak
11.Alçakgönüllü olmak, büyüklük ve gururdan kaçınmak
12.Yapılan iyilik ve yardımı dile getirmemek
13.Bela ve kötülüklere sabır ve tahammüllü olmak
14.Emri altındakilere yumuşak yürekle davranmak
15.Dostlara öğüt vermek
16.Küçüklere sevgi, büyüklere karşı edepli ve saygılı olmak
17.Zenginlere zenginliğinden dolayı itibardan kaçınmak
18.Fakirlerle dostluktan, oturup kalkmaktan şeref duymak
19.Gelmeyene gitmek, dost ve akrabayı ziyaret etmek
20.Sır tutmak, sırları açığa vurmamak

Ahilik Teşkilatı'nın yaygınlaşmasının ve genel kabul görmesinin Anadolu topraklarında etkilerini şöyle özetleyebiliriz:
* Ahilik, Anadolu'da köylere kadar yayılarak Anadolu'nun daha kısa sürede Türkleşip İslamlaşmasını sağlamıştır.
* Göçebe Türkmenler yerleşik hayata geçirilerek hem İslami uyum kolaylaşmış, hem de Türk şehirciliği hız kazanmıştır.
* 13.yy'ın ikinci yarısına kadar çoğunlukla gayrimüslimlerin Türk olmayan yerli halkın elindeki sanat ve ticaret işlerine Türkler de katılmış ve canlılık kazandırmıştır.
* Türk esnaf ve sanatkarları arasında sağlanan dayanışma sayesinde Ahilik önemli bir güç haline gelmiş, asayişin bozulduğu zamanlarda kendi otoritesini yürütmüştür.
* Dini ve ahlaki yapı korunmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder